9 Mart 2014 Pazar

Sülün Ötmezse Vurulmaz(キジも鳴かずば撃たれまい)



Evvel zaman içinde, Saigawa nehrinin etrafında küçük bir köy varmış. Köylüler bu nehrin çok nimetini görür, kıymetini bilirmiş. Ama sel baskınları nedeniyle de büyük zorluklar içinde yaşarlarmış. Bu nehir her sonbahar yağmurlarıyla taşar, tarlaları sel basarmış. Sel suları evleri, insanları alıp götürürmüş. 
Nehir her taştığında çok can alırmış. 

 Bu köyde Ochiyo adındaki kızıyla beraber yaşayan Yahei adında bir adam varmış. Ochiyo’nun annesi şiddetli yağmurlardan taşan son sel basınına kapılmış, seller kadıncağızı alıp götürmüş, canını almış. Baba ile kız başlarına gelen bu talihsiz felaketten dolayı çok acı çekmişler. Bu olaydan sonra fukaralar daha da yoksullaşmışlar, fakat yine de hayata tutunmaya devam etmişler. Yahei ve Ochio, mütevazı yaşamlarında mutluymuşlar.

Yine yağmur mevsimi gelmiş. Yağmur gittikçe şiddetleşmiş.
Tam da o günlerde Ochiyo, ağır bir hastalığa yakalanmış. Fakat garipler o kadar yoksulmuş ki, doktor çağıracak paraları dahi yokmuş. Yohei, kızına şöyle demiş:
‘’Ochiyo.. Benim fakirliğim yüzünden doktor çağıramayız ama senin iyileşmen için elimden geleni yapacağım. İyileşeceksin kızım. Sen iyileştiğinde yine beraber oynayacağız. Hadi, gel!. Sana darı haşladım. Onu ye, iyileşirsin.’’
Yahei, pişirdiği yemeği Ochiyo’ya yedirebilmek için çırpınmış durmuş. Hasta kızını kendi elleriyle beslemek istemiş, yemeği kızının ağzına küçük lokmalar halinde koymaya çalışmış ama Ochiyo yememiş, sadece kafasını sallamış.Hayır, bunu yemek istemiyorum. Ben artık darı yemeği istemiyorum. Ben Azuki* mamasını yemek istiyorum.” demiş.
Ochiyo’nun istediği Azuki maması, sekihan denilen yemekmiş. Ochiyo, Azuki mamasından sadece bir kez yemiş. Annesi hayattayken azukiyi sadece bir kez pişirmiş ve Ochiyo, o ziyafeti hiç unutamamış.Ne? Azuki maması mı..?”
Yahei, çok üzülmüş. Çünkü evde Azuki*yokmuş, hatta pirinç dahi yokmuş. Mutfak tam takır kuru bakır haldeymiş. Pazara çıkıp eksik görecek paraları da yokmuş.
Ochiyo, o gece aç uyumuş. Yahei, uyuyan kızını üzgün üzgün seyretmiş, Ochiyo’nun yüzüne uzun uzun bakmış. Sonra bir şeye karar verip dışarı çıkmış. Hızlı hızlı yürürken kendi kendine konuşuyormuş: Ağanın konağında pirinç de, azuki de vardır.’’
Böylece Yahei, hayatında ilk kez hırsızlık yapmış.
Konaktan bir kaplık pirinç ve azukiyi çalan Yahei, eve gelmiş. Ochiyo’ya sekihanı pişirmiş.Hadi, Ochiyo. Azuki maması yaptım senin için.”Babacım, teşekkür ederim! Aaa! Azuki maması mı bu? Çook lezzetli.!!İyi.. iyi. Bol bol ye, iyileşeceksin.”

O akşam yediği Azuki mamasından mıdır, bilinmez? Fakat Ochiyo, hızla iyileşmeye başlamış ve birkaç gün içinde tamamen iyileşmiş.

Ağanın konağındaki insanlar, pirinç ve azukinin çalındığını hemen fark etmişler. Ağa çok zenginmiş. Yahei'nin çalmış olduğu yiyecek ise çok az miktardaymış. Fakat her ihtimale karşı hırsızlık memura bildirilmiş. 

Sonunda iyileşen Ochiyo, evden çıkıp, şarkılar söyleyerek top oynamaya başlamış. Şarkıda azuki yemeği yediğini ve çok lezzetli olduğunu söylemiş. Ochiyo’nun şarkısını yakındaki çiftçi duymuş.

Yine şiddetli yağmurlar başlamış. Yağmur hiç kesilmeden birkaç gün devam edince nehrin suyu yatağından taşacak seviyeye yükselmiş.
Köylüler çok kaygılanmış. Muhtarın evinde toplanmışlar. “Böyle yağmaya devam ederse yine köyümüzü sel alıp gütürecek! Ne yapalım?” diye, durumu aralarında tartışmışlar.Hitobashira kursak?” Köylülerin birisi önermiş bunu.

Hitobashira, afete maruz kalan insanların. Tanrı'ya kurban sunma âdedi imiş. Kurban olarak seçilen insanı  canlı canlı toprağa gömüp, afetten kurtulmak için Tanrı'ya dua ettikleri eski korkunç âdet imiş. Canlı canlı gömülen insanları çoğunluğu ise bir kötülük yapmış olan suçlu kişiler imiş.Ama suçlu insan yok ki bu köyde..’” demiş muhtar.Muhtar..  Aslında bir suçlu var bu köyde de..’’ demiş bir  çiftçi.
‘’Ne? Kim ki suçlu?’’
Çiftçi, oradakilere o gün duyduğu Ochiyo’nun şarkısını anlatmış.Fakir olan Yohei, azuki alamaz ki.. O çalmıştır ağanın konağından.”
O akşam Yahei ve Ochiyo yemek yerken, kapı çalınmış. 
‘’Tak tak tak!!’’Yohei! Yohei ! Orada mısın?”Efendim. Buyurun.”
Yahei, kapıyı açmış. Kapının dışında adamlar varmış.Yahei! Sen geçen gün ağanın konağından azuki ve pirinç çaldın değil mi? Kızının söylediği şarkının sözleri açık seçik bir kanıttır!”
Ochiyo, babasının allak bullak olmuş yüzünü görmüş. Adamlar Yahei’nin kolunu tutmuş.Babacığım! Ne oldu?” demiş Ochiyo.Ochiyo, ben hemen gelirim, ağlamadan bekle beni, tamam mı?”
Yahei, ağlayan Ochiyo’ya yumuşak bir sesle bunları söylemiş. Babacığım! Babacığım!”
Yahei, ağlayan Ochiyo’yu arkasında bırakıp, kendisini almaya gelen adamlar tarafından götürülmüş. Bir daha da evine dönmemiş.
Yahei, hitobashira olarak nehrin kenarına gömülmüş.

Ochiyo, köydeki insanlardan babasının hitobashira olduğunu öğrenmiş. Kendisinin o gün söylediği şarkı yüzünden babasının suçlandığını duyunca ağlamaktan sesi kısılmış. Babacığım! Babacığım! Hepsi benim yüzünden oldu. Dilim tutulsaydı da, keşke o şarkıyı söylemeseydim...!!”

Ochiyo, günlerce ağlamış. Onun hıçkırıklara boğulması bütün köylüleri üzmüş.
Bir gün Ochiyo'nun ağlaması kesilmiş. Sadece ağlaması değil, sesi de gitmiş. O günden sonra Ochio, hiç birşey konuşmaz olmuş.
Aradan birkaç sene geçmiş. Ochiyo, büyümüş, yetişkin bir genç kız olmuş. Fakat yıllar boyunca hiç birşey konuşmamış.
Köylüler ise babası öldürüldüğü zaman Ochiyo'nun şok olup konuşamaz olduğunu düşünmüş.
Sonunda Ochiyo, insanların arasına hiç çıkmaz olmuş. Yıllarca hiç kimse Ochiyo’yu görmemiş.
Bir gün, bir avcı sülün avlamaya dağa gitmiş. Sülün ötmüş, avcı, sesin geldiği yere tüfeğini doğrultup tetiği çekmiş.Booom!” 
Sülün vurulup yere düşmüş. Avcı otların arasından yol aça aça sülüne yaklaşmış, ama aniden durmuş.
Vurulan sülünü kucağına alan Ochiyo, üzgün üzgün sülünü süzüyormuş.Zavallı sülün..” demiş Ochiyo.
Avcı, onun uzun zamandır hiç kimsenin duymadığı sesini duyupca çok şaşırmış.Ochiyo... Sen konuşabiliyor muydun?”
Ochiyo, kucağındaki cansız sülüne üzgün bir ifadeyle şöyle demiş.Zavallı sülün... Ötmeseydin, vurulmazdın..”
Ochiyo, vurulan sülünü göğsüne bastırarak oradan gitmiş. O ansan sonra hiç kimse bir daha Ochiyo’yu görmemiş.Sülün ötmezse vurulmaz.”

Ochiyo’nun arkasında bıraktığı son söz  o günden sonra ağızdan ağıza, dilden dile, kulaktan kulağa söylenegelmiş.


Azuki* kırmızı fasulye. 
Sekihan ** azuki ile pirinçten yapılan Japonya'nın geleneksel yemeğidir. Genellikle kutlama yemeği olarak yapılır. 

Video
http://www.dailymotion.com/video/xhpvta_0055-%E3%82%AD%E3%82%B8%E3%82%82%E9%B3%B4%E3%81%8B%E3%81%9A%E3%81%B0_creation

                                                                                            (Nagano ilinin masalı)

1 yorum:

  1. Çok acıklı bir masalmış. Türkçeyi harika kullanmışsın. Tebrik ederim. Yazılarının devamını merakla bekliyorum. :)

    YanıtlaSil