Mosaku, yaşlıydı. Minokichi ise genç bir adamdı ve Mosaku'nun yardımcısıydı.
Karlı bir kış günüydü.
Kar yağışı tipiyle dönmüştü. Bastıran tipi nedeniyle o gece eve dönmekten vazgeçip, geceyi yakınlardaki bir kulübede geçirmeye karar verdiler.
Sığındıkları kulübe sanki başlarına yıkılacak gibi harap haldeydi. Fakat onları o gece o yoğun tipiden ve insanın iliklerini donduran soğuktan korumuştu.
Minokichi, gece yarısı içeriye doluşan buz gibi rüzgârın yüzüne sertçe çarpmasıyla uyandı.
Görgükleri karşısında buz kesildi.
Yanında uyumakta olan Mosaku'ya beyaz kimonolu güzel bir kadın, tıpkı kimonosu gibi karbeyazı nefesini üflüyordu.
Mosaku, donup öldü.
Minokichi, gece yarısı içeriye doluşan buz gibi rüzgârın yüzüne sertçe çarpmasıyla uyandı.
Görgükleri karşısında buz kesildi.
Yanında uyumakta olan Mosaku'ya beyaz kimonolu güzel bir kadın, tıpkı kimonosu gibi karbeyazı nefesini üflüyordu.
Mosaku, donup öldü.
Kadın, bu kez Minokichi'ye yöneldi. Dondurcu nefesini üflemek için Minokichi'nin yüzüne eğildi. Bir süre Minokichi'ye bakakaldı.
Sonra şöyle dedi.
‘’Seni de o ihtiyar gibi öldürecektim, ama sen öyle genç ve güzelsin ki, o yüzden öldürmeyeceğim. Fakat, bu geceki olayları başkasına söylersen öleceksin..’’
Birkaç sene sonra, Minokichi, ‘’Oyuki’’ adlı güzel ve narin bir kadınla kavuştu. Onlar âşk oldu ve evlendiler.
On tane çocukları oldu. Oyuki çalışkan ve nazikti, ama ne garip ki, yıllar akıp geçse de hiç yaşlanmadı.
Bir gece, çocuklarını yatırdıktan sonra, Minikichi şöyle dedi:
''Seni böyle gördükçe, 18 yaşında yaşadığım garip bir olayı hatırlıyorum.
O gece gördüklerim tüyler ürperticiydi. Ama gerçek ile hayal şimdi birbirine karıştı. O gece gerçek miydi, yoksa hayal miydi, artık hiç bilemiyorum.''
Minokichi, böyle deyince Oyuki, birdenbire ayağa kalktı ve şöyle dedi.
''Gördüklerin gerçekti. O gördüğün kadın benim.
Ben o zaman seni uyarmıştım. Gördüklerini söyleyecek olursan ölürsün, demiştim.
Ama yanımızda uyuyan tatlı çocuklarımıza baktığımda nasıl.. öldürebilirim seni?
Çocuklarımıza iyi bak...’’
Bu sözler onun son sözü oldu.
Oyuki’nin vucüdü hızla eriyip bayaz sis oldu ve pencereden süzülerek çıktı gitti. Oyuki'yi bir daha gören olmadı.
''Gördüklerin gerçekti. O gördüğün kadın benim.
Ben o zaman seni uyarmıştım. Gördüklerini söyleyecek olursan ölürsün, demiştim.
Ama yanımızda uyuyan tatlı çocuklarımıza baktığımda nasıl.. öldürebilirim seni?
Çocuklarımıza iyi bak...’’
Bu sözler onun son sözü oldu.
Oyuki’nin vucüdü hızla eriyip bayaz sis oldu ve pencereden süzülerek çıktı gitti. Oyuki'yi bir daha gören olmadı.