6 Aralık 2013 Cuma

Hasır Şapkalı Jizo(笠地蔵)


(Jizo: eski çağlardaki Japon inanışına göre, yolcuları koruyucu, yolları güvenli kılıcı tılsımlı bir koruyucu biblodur. Daha sonra ise yolcuları ve çocukları koruyucu, kazada yaşamlarını yitirenlerin ruhunu sakinleştirici bir inanışa dönüşmüştür.)

Evvel zaman içinde dağlık bir bölgede kendi hallerinde yaşayan yaşlı bir çift vardı.

İhtiyarcıklar kendi kendilerine yeten dürüst ve çalışkan bir yaşam sürüyordu. Ne var ki, artık çok yaşlanmışlardı ve o yıl ekinler iyi hasat vermemişti. Yıl sonuna doğru kiler boşalmaya başlamış, kışlık yiyecekleri çok az kalmıştı.
Bu halde yılbaşını karşılayamayız diye kaygılanan dede, elde kalan çok az samanla hasır şapka örüp, onları şehirde satmaya karar verdi.

Yılın sön günü kar yağmaya başlamıştı. Yaşlı adam, üstün bir çapayla tamamalayabildiği beş adet hasır şapkayı sırtlanıp, kuşluk vakti yola koyuldu.
Şehre giden yolun yarısında, dağın eteğinde yanyana dizili 6 Jizo vardı. Dedecik ve ninecik, oradan geçerken mutlaka Jizoları ziyaret ederlerdi. Teker teker hepsine dua ederek, minnettarlıklarını sunarlardı.

O gün çok soğuktu, rüzgar bıçak gibi kesiyordu. Yaşlı adam, Jizolara teker teker dua etti ve dilekte bulundu: "Şapkalarım inşallah satılır ve yılbaşını umarım güzel karşılayabiliriz."

Ihtiyarcık, yoluna devam ederek şehre vardı. Bütün gün şehrin her yanını  dolaştı, şapkalarını satmak için bağıra çağıra çok uğraştı. Fakat ne yazık ki yaşlı adamın şapkalarına ilgi gösteren olmadı.
Güneş batıp hava karardığında tek bir şapka bile satılamadan hepsi elinde kalmıştı.
"Aa, karım şimdi çok üzülecek" diye canı çok sıkıldı. Çaresizce şapkaları sırtlanarak evine doğru yollandı.
Yaşlı adam, dağın eteğine geldiğinde, herzamanki gibi yolunu Jizolara düşürdü. Sabahtan beri yağan karlar jizoların başında bembeyaz bir kar tabakası biriktirmişti.

Yaşlı adam, "Bu halde çok üşümüşlerdir" diye kendi kendine söylenerek, çıplak elleriyle Jizoların başındaki karları temizledi. Sonra da, "İyiki yanımda bunlar var... Yeterli olmasa bile bu soğuk havada hiç yoktan iyidir." diyerek, hasır şapkaları teker teker Jizoların başına koydu. Son jizonun önüne geldiğinde bir şapkanın eksik olduğunu fark etti.
"Bir şapka daha lazım. Ne yapsam acaba.. Bu halde üşüyecek bu Jizo." diye mırıldandı.
Bir an sonra aklına kendi başındaki mendil sargı geldi. Çıkarıp, onunla Jizonun başını sardı. "Beni mazur görün, elimde bundan başka bir şey yok.. Bununla yetininiz lütfen.. Azıcık da olsa soğuktan korur sizi." dedi. Sonra mendilin köşesini Jizonun çenesinde düğümleyip, ellerini birleştirdi.
Artık vakit geçirmeden koşuşturarak hızla dağa çıkmaya başladı.

Evine vardı. Yaşlı kadın kapıyı açtı. Kocasının ıslak halde geldiğini görünce çok şaşırdı. Ocak başında çaylarını yudumlarken, dede başından geçenleri anlattı. Nine, kocasının başından geçenleri dinleyince, anlayışla başını salladı.
 "İyi yaptın. Jizo-samalar da sevinmiştir." diyerek, ihitiyarının yaptıklarını sevgiyle onayladı.
Fakat artık evlerinde hiçbir şey kalmamıştı. Artık yapacak birşeyleri de yoktu. Çaresizdiler. Onun için o gece erkenden, incelik bir battaniyenin altında kıvrılarak yattılar.
Yeni yıla girmeye az kalmıştı. Dışarda kar yağışı tipiye dönmüştü, yerleri bembeyaz kaplayan kar tabakası giderek yükseliyordu.
Ihtiyarcıklar aynı anda aniden uyanarak gözlerini açtılar.
"Bu ses de nedir acaba? Sanki yakınlaşan sesler buraya doğru geliyor."
Kar artık yağmıyordu. Dışarıda kar ayın ışığıyla parlıyordu. Şarkılarla gelenler, şapkalı Jizo-samalardı. İçlerinde kumaşlı küçücük bir Jizo da vardı. Jizolar, şarkıda dedenin verdiği şapkalar sayesinde kardan kurtulduklarını söylüyorlardı.
Jizolar, ağır bir şeyleri yuvarlayarak evin önüne geldiler, getirdikleri şeyleri kapının önüne ardı ardına yığdılar.
Yaşlı karı-koca çok şaşırmıştı, sevinçle birbirlerine baktılar. Avuçlarını açarak dua ettiler.
Jizolar, şarkılar eşitliğinde tekrar geri döndüler. Ihtiyarlıklar dışarı çıktı.
Jizolar, pirinç, mochi (pirinçten yapılan yemek), yakacak odun-kömür, içecekler, balıklar, çeşitli sebzeler getirmişlerdi.

Dedecik ve ninecik minnetle avuçlarını açarak teşekkür ettiler ve hediyeleri evin içerisine taşıdılar.

Böylece onlar yılbaşını mutlu olarak kutlayabildiler.








1 yorum: